16 Mart 2025 00:16

Sınır dışı skandalının merkezindeki profesör eski İsrail casusu

Alan MacLeod*

Kolombiya Üniversitesinin Uluslararası ve Kamu İşleri Okulundan (SIPA) yeni mezun olan Mahmoud Khalil, geçen yıl İsrail’in Gazze’ye saldırısına karşı düzenlenen protestoların organizasyonundaki rolü nedeniyle cumartesi günü göçmenlik gümrük muhafaza (ICE) tarafından kaçırıldı. Khalil’in dekanı, Uluslararası İlişkiler ve Kamu İşleri Okulu Başkanı Dr. Keren Yarhi-Milo, eski bir İsrail askeri istihbarat subayı ve İsrail’in Birleşmiş Milletler Misyonu yetkilisi. Yarhi-Milo, kampüsü kasıp kavurduğu iddia edilen tahammül edilemez antisemitizm dalgası hakkında kamuoyunda endişe yaratılmasında önemli bir rol oynamış ve böylece protestoların ardından sivil özgürlüklere yönelik kapsamlı baskılara zemin hazırlamıştır.

Aramızdaki casuslar

Dr. Yarhi-Milo akademiye girmeden önce İsrail savunma kuvvetlerinde subay ve istihbarat analisti olarak görev yapmıştır. Arapçayı akıcı bir şekilde konuşabildiği için istihbarat servisine alındığı düşünüldüğünde, işi muhtemelen Arap nüfusunu gözetlemeyi gerektiriyordu.

İstihbarat dünyasından ayrıldıktan sonra İsrail’in New York’taki Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliğinde çalıştı. Oradayken İsrail’in resmi Birleşmiş Milletler sözcüsü olan eşiyle tanıştı ve evlendi.

Şu an bir akademisyen olmasına rağmen, uluslararası güvenlik dünyasından hiç ayrılmadı ve bu konuyu uzmanlık alanı haline getirdi. Bu alanda kadınların sesini yükseltmeye çalışmıştır. Bunlardan biri de 2023’te görüştüğü dönemin ABD Ulusal Güvenlik Direktörü Avril Haines’ti. Ancak Khalil onun okulunda öğrenci olmasına rağmen, tutuklanması hakkında söyleyecek hiçbir şeyi yoktu. Hatta aktivistlerin talep ettiği gibi konuyla ilgili konuşmak yerine, bu hafta 2021-2022 yılları arasında İsrail başbakanı olan Naftali Bennett’i Kolombiya Üniversitesinde konuşma yapması için davet etmeyi tercih etti. Etkinliği protesto eden öğrenciler, Yarhi-Milo’yu “Taciz ettikleri” gerekçesiyle üniversite yetkilileri tarafından kınandı.

Benzeri görülmemiş protestolar ve baskılar

Kolombiya Üniversitesi geçen yıl ülke çapındaki üniversite kampüslerinde büyük bir protesto hareketinin merkez üssü oldu. Tüm Amerikalı üniversite öğrencilerinin en az yüzde 80’inin Gazze’ye yönelik soykırım saldırısını kınayan ve eğitim kurumlarını İsrail’den el çekmeye çağıran gösterilere katıldığı tahmin ediliyor. Baskının boyutu da aynı ölçüde büyüktü. Aralarında öğretim üyelerinin de bulunduğu 3 binden fazla kişi tutuklandı.

Ülke çapındaki hareket 17 Nisan’da Kolombiya Üniversitesinde mütevazı bir Gazze dayanışma kampının kurulmasıyla başladı. Üniversite Rektörü Minouche Shafik’in derhal New York Polis Departmanını çağırmasıyla protestocular şoke oldu. 1968’de Vietnam Savaşı’na karşı düzenlenen meşhur gösterilerden bu yana üniversite ilk kez polisin kampüsteki muhalefeti bastırmasına izin vermişti.

Mahmoud Khalil hareketin liderleri arasındaydı. Suriye doğumlu Filistinli mülteci, protestonun hedefleri hakkında basına sakin ve mantıklı bir şekilde konuşmaya istekliydi. Amerika Birleşik Devletlerinde daimi ikamet eden Khalil, cumartesi günü ICE tarafından kaçırıldı.

“ICE, Hamas yanlısı radikal bir yabancı öğrenci olan Mahmoud Khalil’i Kolombiya Üniversitesi Kampüsünde gururla yakalamış ve gözaltına almıştır. Bu, gelecekteki pek çok tutuklamanın ilkidir” dedi Başkan Trump. Dışişleri Bakanı Marco Rubio da Trump’ın uğursuz tehdidini yineleyerek “Amerika’daki Hamas destekçilerinin vizelerini ve/veya yeşil kartlarını iptal ederek sınır dışı edilmelerini sağlayacağız” açıklamasında bulundu. Bir başka açık tehdit olarak Trump yönetimi, Kolombiya Üniversitesinin kampüsteki “antisemitik” olayları yeterince engelleyememesini gerekçe göstererek bu üniversiteye sağlanan 400 milyon dolarlık fonu iptal etti.

Khalil’in sekiz aylık hamile eşine başlangıçta Elizabeth’teki bir tesise götürüldüğü söylenmişti. Oysa Khalil ülkenin diğer ucundaki bir merkeze nakledilmişti. Migrant Insider’dan Gazeteci Pablo Manríquez, ICE’nin “Gözaltındakileri çok nadiren göçmenler lehine karar veren mahkemelerin yetkisi altındaki gözaltı merkezlerine koyarak sık sık göçmenlik ‘yargıç alışverişi’ yaptığını” açıkladı.

Yabancı bir hükümeti eleştiren siyasi bir konuşma nedeniyle yeşil kart sahibinin sınır dışı edilmesine yönelik bu yüksek profilli girişim, birçok insan hakları avukatını derinden endişelendirdi. Örneğin Alec Karakatsanis, “Daha önce hiç bu kadar açık bir birinci anayasa değişikliği ihlali ya da hükümetin kara harfli hukuku ihlal etme niyetini bu kadar aleni bir şekilde beyan ettiğini görmemiştim” dedi. “Hükümet onun bir suç işlediğini iddia etmiyor, sadece İsrail hakkında hükümetin hoşuna gitmeyen görüşlere sahip olduğunu söylüyor. Tüyler ürpertici” diye ekledi.

Kolombiya’nın milyarder İsrail yanlısı destekçileri

Kolombiya Üniversitesinin finansmanının büyük bir kısmı milyarder “hayırseverlerin” bağışlarından geliyor. Ancak bu bağışların bazı şartları var. Bu durum, protesto hareketinin ardından, birçok İsrail yanlısı patronun üniversiteden harekete geçmesini talep etmesiyle daha da belirgin hale geldi. Örneğin üretim patronu Robert Kraft, gösterileri etkili bir şekilde bastıramaması nedeniyle mezun olduğu üniversiteye yaptığı yüklü yardımı kestiğini kamuoyuna duyurdu.

Hedge Fon Yöneticisi Leon Cooperman da aynı şeyi yaptı ve Kolombiya’nın “çılgın çocuklarının” “Kontrol altına alınmasını” talep etti. Bu “çocuklar” arasında Cooperman’ın Orta Doğu hakkındaki görüşlerini tahammül edilemez bulduğu ve kovulmasını istediği 61 yaşındaki Ürdünlü Profesör Joseph Massad’ın da bulunduğu anlaşılıyor. Sovyet doğumlu oligark Len Blavatnik ise polisi protestoculardan hesap sormaya çağırdı.

Kraft, Cooperman ve Blavatnik’in Kolombiya’ya yaklaşık 100 milyon dolar bağışta bulunduklarına inanılıyor ve bu da onlara üniversitenin siyasi yönü üzerinde önemli bir etki sağlıyor.

Üniversite içinden de öğrenci hareketinin şiddetle bastırılmasını isteyen sesler yükseldi. Örneğin İşletme Yönetimi Yardımcı Doçenti Shai Davidai, protestocuları “Naziler” ve “teröristler” olarak suçladı ve Ulusal Muhafızların kampın üzerine gönderilmesi çağrısında bulundu ve bunu yaparken Kent State Üniversitesi Katliamı’na üstü kapalı bir şekilde atıfta bulundu. İsrail asıllı bir Amerikalı olan Davidai, IDF’de görev yapmış ve bundan gurur duyduğunu açıkça ifade etmiştir.

Bu son atama göz önüne alındığında, Uluslararası İlişkiler ve Kamu İşleri Okulunun İsrail yanlısı tutumunu yumuşatması pek olası görünmüyor. Ocak ayında okul Jacob Lew’in fakülteye katılacağını duyurdu. Lew, Biden yönetimi altında ABD’nin İsrail Büyükelçiliği görevinden yeni ayrılmıştı; bu görevde Amerika’nın soykırıma ortak olmasını kolaylaştırmış, İsrail’e silah tedarik etmiş ve çabaları için diplomatik destek sağlamıştı.

* mintpressnew.com’dan alınmıştır.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Ülkede 10 milyon kişi 25 bin liranın altında, açlık sınırı civarında bir ücretle çalışıyor.

65 yaş üstü nüfusun yüzde 13’ü geçinebilmek için, inşaat gibi ağır işler de dahil, çalışıyor.

Aile Bakanlığı verilerine göre 3 milyon 690 bin aile sosyal yardımla geçiniyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
MEB’in tarikatlardan sonra Ülkü Ocaklarıyla protokol imzalamasının ardından Ülkü Ocaklarının okullarda düzenlediği etkinliklerin propaganda ve eleman kazanmaya dönüştüğü iddiaları gündeme geldi

Evrensel'i Takip Et